TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE TOPLUM YAPISI

751 Talas Savaşından sonra Türkler topluca İslamiyet’i kabul etmeye başlamışlardır. Orta Asya’da kurulan ilk Türk İslam Devleti olan Karahanlılar, egemenlik anlayışı, yönetim, askerlik, dil ve sosyal yaşam gibi pek çok alanda Türk geleneklerini sürdürürken adalet işleri, eğitim, toprak idaresi, sanat, vergi tahsilatı gibi konularda İslam kültürünün ve İslam hukukunun etkisi altında kaldılar. Karahanlılar Türk İslam kültürünün oluşmasında bir köprü görevi üstlendiler.

İlk Müslüman Türk Devletlerinde toplum yapısı şu şekildedir.

Yönetenler

YönetilenlerDin ve İnanış

Karahanlılar

TürkTürkMüslüman, Gök Tanrı

Gazneliler

Türk

Türk, İranlı, Arap, Hindu

Müslüman, Budist, Maniheist

Büyük Selçuklular

Türk, İranlı

Türk, İranlı, Arap, HristiyanMüslüman, Hristiyan

Tolunoğulları, İhşidler, Memlukler

Türk, Arap

Arap, Rum, Berberi ve Mısırlı

Müslüman, Hristiyan ve Musevi

Hazarlar

TürkTürk, İranlı ve Rus

Müslüman, Hristiyan, Gök Tanrı ve Musevi

Uyarı: İslamiyet dışındaki dinleri benimseyen Türklerin büyük çoğunluğu milli kimliklerini kaybetmişlerdir.

Türk-İslam devletlerinde toplum Yönetenler ve Yönetilenler diye iki bölümden oluşmaktaydı.

Yönetenler :

  • Hanedan Üyeleri
  • Askerler
  • Valiler
  • Din adamları

İlk Türk-İslam devletlerinde yöneticilerin çoğunluğu genellikler Türk’tü ancak Gaznelilerde Hintli, Selçuklularda Fars, Arap kökenli idarecilerde bulunurdu. Yönetici sınıfının başında sultan bulunmaktaydı. Başlıca görevleri arasında şunlar bulunmaktaydı:

  • Ülkeyi adaletle yönetmek
  • Ülkenin iç ve dış güvenliğini sağlamak
  • Açları doyurmak, yoksulları giydirmek
  • Toplumun refah ve mutluluğunu sağlamak

Bu görevleri aksatması sultanın iktidarını kaybetmesine yol açabilirdi.

Yönetilenler: Her türlü millet ve dinden oluşan halk sınıfıdır. Bunlar devlete vergi verirler kanun ve kurallara uyarlardı. Halk Müslimler (Türkler-Araplar-Farslar) ve Gayr-ı Müslimler(Gök tanrıya inanan Türkler- Hıristiyanlar, Yahudiler-Rumlar ve Ermeniler-Hindular vs.) olarak ikiye ayrılırdı. Müslüman Türklerde boy teşkilatlanması devam etmiştir. Yaşayış şekillerine göre halk Şehirliler, Köylüler ve göçebeler olarak ayrılmıştı.

Şehirliler: Askerlik, zanaat, ticaret veya devlet memurluğuyla uğraşırlardı.

Köylüler: Çoğunlukla tarım işleriyle ilgilenirlerdi. Ayrıca hayvancılıkla uğraşanlar ve yazın yaylaya çıkanlarda vardı.

Göçebeler: Hayvancılıkla uğraşmışlardır. Selçuklular göçebelerin yerleşik yaşama geçmesi için çalışmışlardır. Böyle bir çalışma yapılmasında;

  • Vergilerin daha düzenli toplanmak istenmesi
  • Verimli toprakları işleyerek üretimi artırmak
  • Göçebelerle yerleşik halk arasındaki çatışmalara son vermek
  • Türkmenleri kontrol altında tutma düşünceleri etkili olmuştur.

İlk Türk İslam Devletlerinde Aile Yapısı

  • Babaerkil aile yapısı mevcuttur.
  • Ailede kadının da söz hakkı vardır.
  • Dede ve torun aynı evde yaşayabilirdi. Büyük aile tipinin yaygınlaştığını söyleyebiliriz.
  • Genellikle tek eşlilik hâkimdir.

İlk Müslüman Türk Devletlerinde Evlenme

Evlenmede genellikle “arkuçı” veya “savcı” adı verilen aracılar vardı. Görücü usulü ile ya da gençlerin birbirlerini görüp beğenmeleri sonuncunda erkek tarafı kızı isteme işini gerçekleştiriyordu. Evlenme kararı “aldum” ve virdüm” kelimeleri ile ifade ediliyordu. “Aldum” kelimesini dünür söylüyor bununla nikâhın yapılmasını vaat etmiş oluyordu. “Virdüm.” kelimesini ise kızın büyükleri söylüyor bununla bu vaade bağlı kalacaklarını bildiriyordu.

 Daha sonra İlk Müslüman Türk devletlerinde damat ailesi (damadın babası veya büyükleri) kız tarafına bir at veriyordu. Buna başlık parası denirdi bu kızı yetiştiren kız babasının hakkıydı.

Kızın annesine ise süt hakkı olarak “sütlük” adında bir elbise verilirdi. Kızın erkek kardeşine “ağırlık” adında bir elbise, kızın kardeşine ise “yandaş” adında bir elbise verilirdi. Evlenme sırasında düğün yapmak zorunluydu. Düğünde “küden” adı verilen düğün yemeği ikram edilirdi.

Türk-İslam devletlerinde tek eşlilik esastı. Evlilikte samimilik, açıklık, sadakat, güven, saygı ve sevgi önemliydi.

Aile anne, baba, ve çocuklardan oluşmaktaydı. Baba sağ olduğu müddetçe aileden evlenen erkeklerin ayrılması söz konusu değildi.

 Türk-İslam Devletlerinde Toplumsal Yaşantı

Türkler, Müslüman olduktan sonra da kendilerine has “Türkmen” kıyafetlerini kullanmaya devam etmişlerdi. Giysilerde kırmızı ve yeşil renkler tercih edilirken kumaş olarak da pamuk, yün, ipek ve kürk kullanılmaktaydı.

Oğuz erkekleri uzun saç, kâkül ve bıyık bırakmaktaydı.

Türkler nişan ve düğün yemekleri vererek toplum hayatını canlı tutarlardı. Dini bayramlar ve festivaller düzenleyerek eğlence tertip etmişlerdir.

Türkler önceki dönemlerdeki müzik aleti çalma ve türkü söyleme geleneğini devam ettirmişlerdi. “Kopuz” en sevilen çalgılardan birisi olarak daha geniş bir coğrafyada tanınıyordu. Halay, grup olarak oynanan sevilen bir oyundu. Mızıka (orkestra) da Türklerin önce Horasan ve daha sonra Orta Doğu’ya getirdikleri bir adetti. Hun Türkleri, Kök Türkler ve Uygurlarda birçok çeşidi bulunan askeri mızıka, yeni kurulan Türk devletlerinde de varlığını devam ettirmiştir.

Spor olarak; avcılık, çöğen eğme, kuş uçurma, top kapma en çok tercih edilen spor etkinliğiydi. Ayrıca yürüme, dağa çıkma ve koşma da Türk toplumunda yaygın olarak yapılan sporlardandı. Cirit ve güreş bütün Türk dünyasının ortak oyunu olarak bilinir.

Yemek olarak ilk Müslüman Türk devletlerinde; et, bal, yumurta, süt, yoğurt, peynir, kaymak ve tereyağı gibi yiyecek maddeleri Türklerin beslenme anlayışında önemli idi. Bunlarla birlikte buğday, arpa, darı, pirinç ve muhtelif sebzeler de tüketilmekteydi. XI. Yüzyıl Türk toplumunun milli yemeği olarak bilinen “tutmaç” bugün Anadolu’da Ramazan aylarında özel olarak yapılan yemeklerdendir. İtil Bulgarlarının baldan imal ettikleri bir içecek olan “sücüv” gibi içeceklerde tüketmekteydiler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan yazıların/içeriklerin tüm hakları “tarihyolu.com” aittir. Kaynak gösterilse dahi yazının/içeriğin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya/içeriğe aktif link verilerek kullanılabilir.

YAZAR BİLGİSİ
Tarih öğretmeni. Gücü yettikçe tarih yolcularına rehberlik edecek, öğrenmeye devam edecek bir tarih talebesi.
YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.