Osmanlı Devletinde Hukuk

Osmanlı devleti kendinden önceki Türk İslam devletlerinde olduğu gibi İslam hukukunu esas almıştır. Bunun yanında örfi hukuk kuralları da şeri kanunlara aykırı olmamak şartıyla geçerli olmuştur.

Fethedilen yerlerdeki kanunlar da o bölgede yaşayan halkın dengesini ve vergi gelirlerini olumsuz etkilememesi için bir süreliğine geçerliliğini devam ettirmiştir.

Osmanlı kanunlarını kapsamlı bir şekilde düzenleyen padişah Fatih Sultan Mehmet olmuştur. Kanunname-i Ali Osman adıyla düzenlenen bu kanunlar sonraki dönemlerde de kullanılmış ve yerleşmiştir.

Kanunnameler, daha düzenli bir yargı mekanizması oluşturmak amacıyla şeyhülislamın fetvasına dayandırılırdı.

Divan görüşmeleri sonucunda hazırlanan ve nişancılar tarafından kaleme alınan kanunlar sadrazam başkanlığındaki divan üyeleri tarafından padişaha arz edilirdi. Padişahın onayladığı kanunlar nişancı tarafından “mühimme defteri”ne kaydedilirdi. Padişahın tuğrasının çekilmesinden sonra resmiyet kazanan ferman, hüküm, kanunname vb. uygulanmak üzere ait olduğu beylerbeyi, sancakbeyi veya kadılara gönderilir, böylece yürürlüğe girerdi.

[Divan Görüşmeleri-Nişancı-Mühimme Defteri-Divan Üyeleri-Padişaha arz-Ferman]

Kadıasker (Kazasker) kadıları atayan ve denetleyen divan üyesiydi. Anadolu ve Rumeli Kazaskeri olmak üzere sayıları ikiydi. Adalet teşkilatında görev alanlar medreselerde yetiştirilirdi.

Osmanlı Devletinde mahkemelerde başkanlık yapan ve başka birtakım görevleri de olan kişiye kadı denir. Kadıların asli görevi hâkimlikti. Kadılar her türlü ceza davalarına, evlenme, boşanma, nafaka, miras ve ticaret davalarına bakardı. Bunun yanında idari görevleri de vardı. Kazaları yönetmek, belediye işlerini yerine getirmek, noterlik yapmak ve vergilerin düzenli bir şekilde toplanmasına yardımcı olmak gibi görevleri vardı.

Kadıların yardımcılarına naib denirdi. Naibler ön soruşturmayı yaparak kadıları bilgilendirirdi.

Osmanlı devletinde en yüksek yargı organı Divan-ı Hümayun olmuştur. Kadıların vermiş olduğu kararları doğru bulmayanlar hiçbir ayrım gözetmeksizin divana başvurabilirdi. Divandaki örfi davaları veziriazam şeri davaları kazasker karara bağlardı.

Osmanlı Devleti içinde yaşayan azınlıklar şeri hukuka uymak zorunda değillerdi ancak örfi hukuka uymak zorundaydılar.


Yasal Uyarı: Yayınlanan yazıların/içeriklerin tüm hakları “tarihyolu.com” aittir. Kaynak gösterilse dahi yazının/içeriğin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya/içeriğe aktif link verilerek kullanılabilir.

YAZAR BİLGİSİ
Tarih öğretmeni. Gücü yettikçe tarih yolcularına rehberlik edecek, öğrenmeye devam edecek bir tarih talebesi.
YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.