Lozan Barış Antlaşması Önemi ve Sonuçları
Lozan Barış Antlaşması Öncesi Yaşanan Gelişmeler
Kurtuluş Savaşı sonrası imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması Milli Mücadele’nin silahlı yönünün başarıya ulaştığını gösteren bir belgedir. Kalıcı barışa ilişkin esaslar Barış Antlaşması’yla belirlenecektir.
Büyük Millet Meclisi hükümeti, Barış Konferansı’nın İzmir’de toplanmasını talep etmiştir. Çünkü Rumların İzmir’de yapmış olduğu mezalimi dünya kamuoyuna göstermek ve konferans sırasında haberleşmeyi daha rahat yapabilmek istemiştir. Ancak İtilaf Devletleri konferansın İzmir’de toplanmasının Türklerin itibarını artıracağı ve konferansta Türklerin daha hâkim olabileceği gerekçesiyle Büyük Millet Meclisi’nin bu teklifini kabul etmemiştir. Yapılan görüşmeler sonucu konferansın bağımsız bir şehir olan Lozan’da yapılmasına karar verilmiştir.
İtilaf Devletleri konferansa İstanbul hükümetini de davet etmiştir. İtilaf devletlerinin İstanbul hükümetini de konferansa davet etmesi iki taraf arasında ikililik çıkartmak istemesi ve istediği şartları Büyük Millet Meclisine kabul ettirmeyi düşünmesinden dolayıdır. Bunun üzerine Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1922 de bir kanun çıkartarak saltanat ve hilafeti birbirinden ayırmış ve saltanatı kaldırmıştır.
Saltanatın kaldırılmasından sonra 5 Kasım 1922’de son sadrazam Tevfik Paşa kabinesi istifa etmiş, son padişah Vahdettin ise 17 Kasım’da İstanbul’daki İngiliz Savaş gemilerinden biri olan Malaya zırhlısına binerek yurdu terk etmiştir.
Barış Konferansı öncesi yaşanan sorunlardan bir diğeri de konferansta Türk heyetinin başkanının kim olacağı konusu idi. Heyet Başkanlığı için Rauf Bey başta olmak üzere, Yusuf Kemal Bey, Fethi Bey ve Doğu cephesi komutanı Kazım Karabekir Paşa gibi Kurtuluş Savaşı’nın önde gelenlerinin isimleri gündeme gelmiştir. Ancak Mustafa Kemal Paşa’nın kafasında başka bir isim vardı. Bu isim Mudanya Ateşkes Antlaşması’ndan başarıyla çıkmış ve hemen her konuda Mustafa Kemal Paşa’nın güvenini kazanmış olan İsmet Paşa idi.
Anılar karar gereği, 24 Ekim’de Yusuf Kemal Bey hariciye vekilliğinden istifa etmiş yerine İsmet Paşa getirilmiştir.
Heyetin kesinleşmesinden sonra Lozan’da ele alınacak konular üzerinde çalışmalara hız verilmiş ve şu kararlar alınmıştır:
Doğu sınırı: Bu konuda kesinlikle taviz verilmeyecektir. Ermeni Yurdu bahis konusu olamaz. Olur ise görüşmeler kesilecektir.
Irak sınırı: Süleymaniye, Kerkük ve Musul sancakları istenecek. Petrol vesaire imtiyazları sorununda İngilizlere bazı ekonomik çıkarlar sağlanması görüşülebilir.
Birinci Dönem Görüşmeleri
Konferansın ilk döneminde İtilaf Devletleri görüşmeleri Milli Mücadele ve Mudanya Ateşkes Antlaşması’nın bir sonucu olarak görmüyordu. İngiltere temsilcisi Lord Curzon sürekli olarak Mondros’tan söz ediyor, İsmet Paşa’nın ben buraya “Mondros’tan değil Mudanya’dan geldim” sözüne oldukça öfkeleniyordu. Sonuçta Türkiye’nin özellikle kapitülasyonlar gibi önemli konularda taviz vermemesi, Osmanlı borçları, Musul Kerkük, Boğazlar sorunu 4 Şubat 1923’te dağılmasına neden oldu.
Konferansın Yeniden Başlaması Ve Anlaşmanın İmzalanması
Konferansın ikinci dönemi tüm heyetlerin Lozan Antlaşması’ndan sonra, 23 Nisan 1923’te başlamıştır. Bu dönemde Türkiye’nin başkanı ile İsmet Paşa olmuştur.
İkinci dönem, çeşitli açılardan birinci döneme göre daha farklı bir nitelik taşımaktaydı. Her şeyden önce Türkiye yeni dönemde, ilk döneme göre daha rahat ve daha güçlü durumdaydı. Bunun nedeni, meclisin seçim kararı alması nedeniyle ikinci grubun baskısından kurtulmuş, Mustafa Kemal Paşa’nın tam desteğini alarak Lozan’a gelmesidir.
Görüşmelerin ikinci dönemini, önceki dönemler ayıran bir başka nokta ise Türkiye heyeti ile Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti arasında yaşanan görüş ayrılıkları olmuştur. Lozan’da Türkiye’nin başkanı olan İsmet Paşa ile hükümetin başkanı olan Rauf Bey arasında ilişkilerin gerginleşmesi, Türkiye açısından ciddi bir tehdit oluşturmuştur. Buna rağmen Mustafa Kemal barıştan yana olduğu için örtülü de olsa İsmet Paşa’yı desteklemiş var olan gerilim geçici süreliğine ortadan kalkmıştır. Bu gerginliğin ortadan kalkması ile birlikte 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır.
Lozan Barış Antlaşmasında Alınan Kararlar
Sınırlar:
Trakya Sınırı: Karaağaç Türkiye’de kalacak Meriç Nehri sınır olacaktı. İmroz, Bozcaada ve Tavşan Adaları dışındaki Ege adaları Yunanistan’a bırakılacaktır. Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya Adaları asker ve silahtan arındırılacaktı. Bu arada Türkiye, Kıbrıs ve Mısırın İngiliz yönetimine geçtiğini kabul edecekti.
Suriye sınırı: 20 Ekim 1921’de Fransa ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında imzalanan Ankara Anlaşmasının şartları aynen kabul edilecekti.
Irak sınırı: Konferans bittikten sonra Türkiye ve İngiltere hükümetleri arasında 9 ay süre zarfında mesele çözme ulaşacaktır. Anlaşma sağlanamazsa çözüm Milletler Cemiyetinin kararına bırakılacaktı.
Boğazlar:
İtilaf devletlerinin işgali tümüyle kalkacak Boğazlar başkanı Türk olan bir heyet tarafından yönetilecekti. Ayrıca Çanakkale Boğazı’nın 20 kilometrelik, İstanbul Boğazı’nın 15 kilometrelik mıntıkası silah ve askerden arındırılacaktı.
Kapitülasyonlar:
Kapitülasyonlar kesin olarak kaldırılacaktır.
Osmanlı borçları:
Osmanlı’dan ayrılan devletler ile borçlar paylaşılacak, Türkiye kendi üzerine düşen payı taksitler ile ödeyecekti.
Azınlıklar:
Türkiye içinde yaşayan tüm a azınlıklar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayılacak ve her türlü Haktan yararlanabilecekti.
Mübadele:
Türkiye’de yaşayan Rumlarla Yunanistan’da yaşayan Türkler karşılıklı olarak değiştirileceklerdi. İstanbul’da yaşayan Rumlarla, Batı Trakya’da yaşayan Türkler bu değiş tokuşun dışında tutulacaktı.
Tamirat borcu:
Yunanistan’dan istenen tamirat Bedeli karşılığında Karaağaç Türkiye’ye verilecektir.
Lozan Antlaşması’nın Önemi Ve Sonuçları
- I. Dünya Savaşı’nda yenilen Türk milleti, bu savaşın galiplerinin kendisi için tasarladığı ölüm fermanını kabul etmemiş, vermiş olduğu Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı’nı kazanmıştır.
- Türk Devleti’nin varlığı ve bağımsızlığı tüm dünya tarafından kabul edilmiştir.
- 28 Temmuz 1914’te başlayan I. Dünya Savaşı resmen ve fiilen sona ermiştir.
- Türk diploması tarihi açısından büyük bir başarıdır.
- Anlaşma ile birlikte Misak-ı Millî büyük ölçüde gerçekleştirilmiş tam bağımsızlık elde edilmiştir. Bununla birlikte bazı konularda başarı sağlanamamıştır. Musul’un Türkiye’nin sınırları dışında kalması, Boğazların tümüyle egemenlik altına alınamaması, Hatay sorununun çözümlenememesi Lozan’da istenilen sonucun elde edilemediği temel konulardır. Sonraki yıllarda Musul sorunu Türkiye’nin aleyhine, Boğazlar ve Hatay sorunları lehine çözüme kavuşturulmuştur.
Kaynakça:
Temuçin Faik Ertan, Başlangıçtan Günümüze Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Siyasal Kitabevi
Komisyon, Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi, Gazi Kitabevi
Ahmet Özbay, Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Ders Notları