Avrupa’nın Gelişmesine Seyirci Kalan Osmanlı

Günümüz Avrupa’sının siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal temelleri XV. yüzyıldan başlayarak atılmaya başlamıştır. Coğrafi Keşifler, Rönesans ve Reform hareketleri Avrupa Devletlerinde köklü değişikliklere yol açmaya başlamıştır. Özgür düşünce ve bilim alanındaki çalışmalar devletlerin gelişmelerine katkı sağlarken bir yandan da aralarında bir yarışın oluşmasına yol açmıştır.

    En büyük rekabet Coğrafi Keşiflerle başlayan sömürge rekabetidir. Avrupa’nın pek çok ülkesi Afrika, Asya ve Amerika’da büyük bir sömürge rekabetine girmişlerdir. Bu rekabet sırasında bazı ticaret yolları önem kazanırken bazıları önemini kaybetmiştir.

   Avrupa Devletleri arasında devam eden bu rekabet sırasında Osmanlı Devleti etkisiz kalmıştı. Osmanlı Devleti, iç çalkantılar ve dış savaşlar nedeniyle yeni gelişmelerde aktif rol alamıyordu.

a- Coğrafi Keşiflerin Osmanlı Devleti’ne Etkileri 

Coğrafi keşiflerin Osmanlı’ya iki olumsuz etkisi olmuştu.

  • Coğrafi Keşiflerle yeni ticaret yollarının bulunması Osmanlı ülkesinden geçen İpek Yolu ile yeni ele geçirilen Baharat Yolu önemini yitirmişti. Bu sebeple Akdeniz limanları canlılığını kaybetmiş bu da Osmanlı ticaret gelirlerini büyük oranda azaltmıştır.
  • Keşiflerden sonra Avrupa’ya bol miktarda altın ve gümüş girmesi ve bunların Osmanlı pazarlarında kullanılmaya başlamasıyla Osmanlı ekonomisi büyük zarar görmüştür. Piyasalarda pahalılık ve enflasyon yaşanmıştır.

b- Avrupa’ya Tavizler Verilmesi 

    Avrupalı devletler Coğrafi Keşiflerden sonra zenginleşmeye ve güçlenmeye başladılar. İngiltere ve Fransa’nın denizlerde güçlenmesi ve ekonomik piyasayı ele geçirmesi Osmanlı Devleti’ni bu devletlere karşı yeni ortaklar aramaya yöneltti. Deniz ticaretini canlı tutmak ve ekonomik kayba uğramak istemeyen Osmanlı Devleti Hollanda ile ticari ayrıcalıklar içeren bir antlaşma imzalamıştır.

    Gümrük vergilerinin düşürülmesi, ticarette serbestlik içeren bu kapitülasyonlar sonunda vergi gelirlerinde kayıplar oldu. Piyasaya ucuz Avrupa malları hakim oldu. Bu durum Osmanlı üreticisine büyük darbe indirdi. Teknolojilerini yenileyen yenileyen Avrupa devletleri denizlerdeki etkinliklerini de artırmışlar ve Osmanlı denizlerdeki etkinliğini de kaybetmiştir.

Uyarı: Kapitülasyonların verilişindeki temel amaç Akdeniz ticaretini yeniden canlandırmaktır. Ancak istenilen sonuç elde edilememiştir.

c-Yeni Ekonomik Model: Merkantilizm 

   Bu yeni ekonomik anlayışa göre ülkeler ne kadar çok madene ve paraya hakimse o kadar zengindir. Zengin statüsünde olmak isteyen Avrupalılar iç ve dış ticarete önem verdiler. Bu durum hammadde ve Pazar arayışına yol açmış bu da sömürgeciliği doğurmuştur.

   Bu ekonomik modelde amaç uluslararası piyasada etkin olmaktı. Devletler bu modele göre ihracatı artırıp ithalatı kısıtlamayı amaçlamaktaydı. Osmanlı Devleti’nin anlayışında ise iç piyasanın ihtiyaçlarını karşılamak temel amaçtı. Bu amaç doğrultusunda bazen ihracata yasak getirilerek iç piyasanın ihtiyaçları giderilmekteydi. Avrupa gelen hammaddeleri yeni teknolojilerle üretip sömürge haline getirdiği pazarlarda satarak zenginleşirken Osmanlı eski ekonomik anlayışını sürdürmüştür. Ayrıca Avrupa mallarının kapitülasyonlar sebebiyle ülkeye girmesinin kolay olması da Osmanlı üreticisini de zor durumda bırakmıştır.

YAZAR BİLGİSİ
Tarih öğretmeni. Gücü yettikçe tarih yolcularına rehberlik edecek, öğrenmeye devam edecek bir tarih talebesi.
YORUMLAR

Bir Cevap Yazın

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.